![]() |
![]() |
2021-02-07
Aydoğan İnal
Sanatçılar,
mensubu oldukları halkların sevinçleri ve mutluluklarının yanı sıran üzüntü,
acı ve kederlerini de dışa yansıtan yeteneklerdir. Sanatçılar, yaşanılan
olayları bir kelime ile toplumların belleğine yerleştirmeye çalışırken toplumda
ciddi izler de bırakırlar. Yani toplumun çığlığıdır sanatçılar. Özellikle de
bir devleti dahi olmayan biz Kürtlerde söz ustası sanatçıların önemi daha bir
belirgindir. Çünkü yazılı resmi bir tarihe sahip olmadığımızdan söz ustası sanatçıların
dillendirdikleri türkülerle geçmişte yaşanan olaylar günümüze kadar gelmiştir.
Yani en özlü
anlatım ile sanatçılar, toplumların sözlü bellekleridirler.
Yukarıda
sanatçılarla ilgili düşüncelerimi yazmamdaki en büyük etken Deng tv’nin
06.02.2021 tarihli yayınından esinlenmiş olmamdır. Konuya geçmeden önce Deng
tv’den biraz söz etmek istiyorum.
Deng tv kısa bir
süre önce digital televizyonculuk alanında yayın hayatına başladı. Kısa bir
süre önce bu alanda yayın hayatına başlayan Deng tv, bu alanda yeni olsa bile
Kürt yayıncılığı arasında köklü bir geçmişe sahip. Özellik le de siyasi ve
kültürel; gazete, dergi ve kitaplarla Kürt yayıncılığı arasında bir marka.
Yayıncılık tecrübelerinden dolayı da kısa bir sürede digital televizyonculuk
alanında da hatırı sayılır bir seyirci kitlesine hitap etme başarısını gösterdi.
Gerek yapmış oldukları proğramlarda, moderatörlerin konuya hakimiyet sağlaması
ve gerekse de katılımcıların izleyicilere sundukları bilgiler yayının
kalitesini ortaya koymaktadır.
Bu noktada konuya
dönersek, 06.02.2021 tarihli yayının konusu “Hûner û Mûzîk” idi.
Moderatörlüğünü Yılmaz Yıldız’ın yaptığı proğramda, Şengal’de işid tarafından Ezîdîlere
karşı yapılan katliam Ezîdî sanatçıların gözünden ele alındı. Proğramın konukları Ezîdî Kürt sanatçılar Elî
Şıngalî ve Serdeşt Merdînî idi. Her iki
sanatçı da proğramın başında kendilerinden kısa söz ettikten sonra Ezîdîlerin
günümüze kadar yaşamış oldukları katliamlara kısaca değindikten sonra acılarını
türkülerle dile getirdiler. Elî Şigalî’nin de Serdeşt Merdînî’nin de seslerindeki
yanıklar ve melodilerindeki acının tonu bizleri duygu seline kaptırdı.
Özellikle de Serdeşt Merdînî’nin, Ezîdîlere karşı İşid’in yapmış olduğu katlimı
anlatan türküsü oldukça duygusal anların yaşanmasına neden oldu. Öyle ki
Serdeşt Merdînî besteleyip, seslendirdiği türkünün sonunda gözyaşlarına hakim
olamadı.
Proğram akışını
büyük bir ustalıkla yürüten Yılmaz Yıldız, sorduğu sorularla kaliteli bir yayın
yaptı. Öyleki türklerin arasına yerleştirdiği
birbirine bağlantılı sorular sanatçıların düşüncelerini izleyici ile
paylaşmasının önünü açtı. Bu da yayın akışını daha bir canlı tuttu.
Daha önce de
Ezîdî kanaat önderleri ile Ezîdî katlimanı gündeme getiren Yılmaz Yıldız’ın son
proğramı, yayın akışı içinde izleyicilerden gelen yoğun mesajlardan da anlaşıldığı
üzere duygusal anların yaşanmasına neden
oldu.
Yılmaz Yıldız’ın
proğramı, alışılmış siyasi proğramların aksine kültürel bir proğram havasında gerçekleşti.
Kürtlerin kanayan
bir yarası gibi duran Ezîdî sorunu var. Bu sorun Kürtler arasında maalesef dini
nedenlerden dolayı çözümü oldukça bir zorluyor. Çözümü Kürtler arasında hayati
bir önem arz eden böylesi konuları gündeme taşıdığı için Yılmaz Yıldız minnet duygularımızı sunmamız sanırım biraz hafif kalır.
Bu tür konuları
gündeme getirdiği için hem Deng tv’ye hemde Yılmaz Yıldız’a sonsuz teşekkürler.
Ad ev Soyad : |
Yorumunuz : |